Bu seneki İspanya seyahatimizin giriş noktası Malaga. Aslında planımız İbiza'ya gitmek; ancak Türkiye'den (bazen tur şirketleri 3-4 günlük paketler yapıyorlar sanırım ama) İbiza'ya direk uçuş olmadığı için, önce İspanya ana karasına ayak basmamız gerekiyor.
Malaga'ya ikinci gelişim; ama geçişim demek daha doğru olur. Malaga şehir merkezinde vakit geçirmedim hiçbir ziyaretimde, bildiğim kadarıyla da Endülüs bölgesinin en vasat şehir merkezine sahip. Bu sebeple Malaga'nın merkezindense, yazlık kasabaları meşhur. Torremolinos da bunlardan biri.
Nasıl Gidilir?
THY'nin İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan Malaga Havalimanı'na direk uçuşları mevcut.
Malaga Havalimanı'na ulaştıktan sonra ise bu bölgenin plaj kasabalarına ulaşım oldukça kolay. Terminalin kapısından çıkar çıkmaz karşınıza tren istasyonuna inen merdivenler geliyor. 0-1-2-3-4 olarak beş tane Zone var. İstasyonun içinden gideceğiniz kasabanın olduğu bölgeyi seçip biletinizi alıyorsunuz. Zaten bildiğim kadarıyla buradan geçen tek hat var (Line C1).
Havalimanının olduğu istasyon "Aeropuerto" Zone 1 olarak geçiyor. Torremolinos ise Zone 2 olarak geçiyor. Bu sebeple Zone 2 için bilet almanız gerekiyor. Biletinizi aldıktan sonra istasyonun Fuengirola istikametine giden tarafına geçip trenin gelmesini bekliyorsunuz. Yaklaşık 15 dakika da bir tren geçiyor, Torremolinos'a varmanız ise 20 dakika kadar sürüyor. Zone 2 için tek yön biletin fiyatı 1,80 €. Yanlış bilet alırsanız trene yine binersiniz sıkıntı yok, yalnızca nadiren de olsa kontrol görevlisi gelip biletinizi kontrol etmek isteyebiliyor; ancak o zaman sıkıntı olur :)
Buralara kadar gelmişken, Malaga şehir merkezini gezmek isterseniz Zone 0 bileti alıp Malaga Centro Alameda durağında inmelisiniz, buradan Malaga şehir içindeki metro hattı olan C2'ye aktarma da yapabilirsiniz.

Nasıl Gezilir?
Yürüyerek :) Torremolinos insanı sıkacak kadar küçük bir yer değil; ancak yürüyerek kolaylıkla gezebileceğiniz büyüklükte. Zaten deniz kenarındaki yürüyüş yoluna indikten sonra yorulmazsanız Malaga'ya kadar bile yürüyebilirsiniz. Sahil şeridi uçsuz bucaksız devam ediyor her iki yöne.
Nerede Kalınır?

Torremolinos'ta kalabileceğiniz bir dolu hotel var. İçlerinde lüks sayılabilecek hoteller de, apart hotel tadında pansiyonlar da var. Eğer kendinizi yeterince fit hissetmiyorsanız, dikkat edilmesi gereken en temel şey kalacağınız yerin konumu.
Haritada görebileceğiniz burun (Punta de Torremolinos) Torremolinos'u ikiye bölüyor, dik bir yamaç burun var ve bu yamacın sağ veya soluna çok yakın bir yer seçerseniz, kalacağınız hotelin tepelerde kalıyor olma ihtimali var. Bu durumda, kuş bakışı plaj mesafesi kısa gözükse de, epey bir yol kat etmeniz gerekebiliyor.
En iyisi, karar vermeden önce google haritalardan plaja yürüyüş mesafelerini teyit etmek. Biz kaldığımız hotel'den çok memnun ayrılmış olsak da, tepede oluşu başkaları için sorun olabilirdi diye düşünüyorum. Biz ertesi sabah erkenden yola çıkacağımız için, tren istasyonuna yakın olmasını önceliklendirip böyle bir seçim yaptık.
Punta de Torremolinos'un güneyinde kalan plaj şeridinde denizin hemen önünde bir dolu apart-pansiyon tarzı işletme vardı. Buradan tekrar yolumuz geçerse, tercihimiz onlardan birini tutmak olur.
Peki Torremolinos'a Neden Gidilir?
Yola çıkarken, Torremolinos 10 küsür günlük İspanya seyahatimizde beklentimizin en düşük olduğu yerdi. Bizim beklentimizin çok daha üzerinde bir performans gösterdi :)
Öncelikle bilinmesi gerek; Malaga bölgesinde deniz temiz ve mavi bayraklı da olsa, koyu kahve bir kumu var ve rüzgar alıyor. Dolayısıyla, deniz çoğu zaman dalgalı olmaya, dalgalanınca da kabarıp bulanmaya oldukça meyilli.
Fakat karşılaştırma yapmak gerekirse, biz Torremolinos'u o çok meşhur Marbella'dan 10 kat daha fazla sevdik. Bu kasabanın yabancı turizminde çok fazla adı yok belki ama, Marbella'dan daha samimi ve sevimli bir alternatif kesinlikle.

Neyse devam edeyim, bizim şansımıza Torremolinos'ta geçirdiğimiz 24 saatlik sürede hiç rüzgar çıkmadı ve gönlümüzce yüzebildik. Upuzun kumsalı ise pırıl pırıldı.
İspanyollar sosyalizm dostu olarak, plajları da gönlünüzce kullanmanıza olanak sağlıyor. Şezlong ve şemsiye kiralayabileceğiniz bir dolu yer var; ama isterseniz havlunuzu denizin hemen önüne serip, istediğiniz gibi vakit geçirebilirsiniz. Yürüyüş yolunun kenarındaki duş ve tuvaletleri de ücretsiz kullanabilirsiniz.
Biz deniz kenarındaki yürüyüş yolunun verdiği hissiyatı çok sevdik; çünkü turistik tatil beldesinden çok, Malaga'nın kendi halkının da geldiği bir sayfiye yeri oluşuyla, etrafta koşturan çocuklar, sahilde işinden çıkıp ailesiyle akşam yürüyüşü yapan kendi halinde insanlar görmek bize İstanbul'un kaosundan sonra büyük bir huzur verdi, dünyada 1 haftalık tatil kaçamaklarının dışında normal hayatlar süren ve mutlu yaşayan insanların varlığını hatırlamış olduk :)
Bu bölge bakımlılığıyla da göze hitap ediyor, bahçeler, evlerin girişleri, ağaçlar, sokaklar.. hepsi bizi mutlu etti. Amalfi sahillerindeki gibi lüks bir bakımlılıktan bahsettiğim sanılmasın. Yaşlı ve sevimli yazlıkçıların, nostalji kokan estetiği ve sadeliği bize uzun zamandır tadamadığımız bir duyguyu yaşattı diyelim. Bir de bugüne kadar gördüğümüz en çeşitli ve en büyük kaktüsleri (bildiğin koca kütüklü ağaç olmuşlar artık) de burada tanımış olduk.
Yemek için envai çeşit restoran mevcut. Hem şehrin içinde ara sokaklardaki tipik Endülüs avlularında yemek yeme şansınız var, hem de yürüyüş yolunun kenarında kumsalın üzerinde kurulu restoranlarda. İspanyollar için akşam yemeği 21:00'den sonra başladığı için, bizim acıktığımız saatte restoranlarda yer bulmak kolay oluyor :)
Kumsalın üzerinde Chiringuito denilen balık restoranları ağırlıkta, buranın meşhur tabağı kömür ateşinde şişte pişirilmiş sardalya idi. Biz denemedik açıkçası ama aşağıda başka şeyler yediğimiz restoranlardan birini ve ödediğimiz hesabı görüp fiyatlar konusunda fikir edinebilirsiniz. Taze Portakal Suyu 1,50€, Kılıç Şiş'e benzettiğimiz şişte bir balık 13,00€, Kızarmış Yeşil Biber 3,5€, Kalamar Tava 9€ idi.

#malaga #torremolinos #costadelsol #ispanya #akdenizgezisi #ispanyagezisi #malagagezisi #deniztatili